POLONYA ( 2 / 3 )
 by Tahsin Deniz ARPACI

Polanski, Jerzy Skolimowski, Krzysztof Zanussi ve Krzysztof Kiewslowski gibi ünlü yönetmenlerin ve oyuncularının isimleri yazılmıs. Bu caddenin önemli bir kısmı, araç trafigine kapatılmıs ve sehirdeki etkinliklerin merkezi haline getirilmis. Binalar, II. Dünya Savası'ndan sonra da korunmus ve gereken restorasyon yapılmıs. Cadde boyunca saglı sollu pek çok bar, restaurant ve içlerinde Irish Pub'un da dahil oldugu pubların arasından seçiminizi yapabilirsiniz. Fakat nerede olusanız olun "Zywiec" marka birayı içmenizi siddetle tavsiye ederim. Gece hayatını seven arkadaslar için de "West Side " adlı diskoyu öneririm. Oradayken girisler gününe göre 6 ile 15 Zloty dolayındaydı ve çalan müzigin kalitesi ve ortam ödedigimiz paraya degerdi.

Son cumartesi, Auschwitz / Birkenau ve Krakow'a gezi düzenledik. Sabah 7'de baslayan yolculugumuz için kalkmamız pek zor olmadı; çünkü zaten 6:30'da diskodan kampa dönmüstük ve "Artık yolda uyuyalım." dedik. Tuttugumuz iki minibüsle yolculugumuz yagmur altında basladı ve yagmur altında sürdü. Üstelik, aynı gün Türkiye'de, duydugumuz kadarıyla, sıcaklık rekorları kırılıyordu. Arada, yolda uyandıgımda, ülkenin ne kadar yesil oldugunu fark ettim. Ülkenin genel havasında, mimarisinde, diger Dogu Avrupa ülkelerinde oldugu gibi, komünist rejimin etkileri görülmekte. Hatta, bazı binalar, sasılacak derecede, Dogu Almanya'dakilere benziyor. Tabii, Dogu Almanya'ya göre daha az ekonomik destege sahip olunması, dönemin izlerini daha belirgin kılmıs.

ılk duragımız, II. Dünya Savası'nda Nazi Almanya'sının esir kampları Auschwitz ve Birkenau idi. Özellikle Auschwitz'i "Schindler's List" filmini izledikten sonra hep görmek istemistim. 

Kampı gezmeden önce müzenin girisindeki salonda gösterilen belgesel filmi izlemekte büyük yarar var: Filmle birlikte insan, tarihin yakın geçmisindeki büyük acımasızlıgın havasını ta yüreginin içinde hissediyor. Müzeden çıkınca, dönemin karargahlarının bulundugu alana üzerinde "Arbeit macht frei!" (ıs özgür yapar!) yazısının oldugu bir kapıdan giriliyor. Karargahların her birinde su anda farklı ülkelerin ve oralardaki Yahudilerin düzenledigi sergiler sunulmakta. Savasın korkunçlugu ve anlamsızlıgı, insanın içini ürperten bir sekilde gözler önüne serilmis.

Daha çok esirin tutuldugu Birkenau kamp alanının bir kısmı yanmıs; fakat kalan kısımlar, savasın üzerinden çok zaman geçmedigini hissettiriyor insana. Ranzaların arasındaki yazılarda görülen "Deine Sauberkeit ist deine Gesundheit." (Temizligin saglıgındır.) yazısı, kampın utanç verici tarihiyle büyük bir çeliski olusturuyor. Kampı gezerken iliklerimize kadar ıslanmamıza yol açan yagmurun dinmesini, her zamankinin aksine nedense istemiyorum; belki günlük güneslik bir günle karsılastırıldıgında bu yagmur, çekilen acılara insanı bir nebze daha yaklastırıyor. Auschwitz ve Birkenau kampları üzerine yazabilecegim daha çok izlenimim ve dergimizin sayfalarına basabilecegim daha çok resim var; ama yazımın gezi yazısı olarak amacını asmasını istemiyorum. Auschwitz / Birkenau'da ve tüm II. Dünya Savası'nda katledilenleri saygıyla anıyorum.


Cumartesi yolculugumuzun son duragı, Polonya'nın en güzel sehirlerinden ve aynı zamanda eski baskenti olan Krakow'du. sehir Varsova'dan sonra, ülkenin en önemli kültür ve bilim merkezi. Krakow'un tarihi dokusu, Lodz'unki ile karsılastırıldıgında çok daha zengin ve bu da onun Dogu Avrupa'da en çok ziyaret edilen sehirlerden biri olmasını saglıyor. Stanislaw Katedrali, Wavel Kalesi, sehrin tarihi meydanı olan Rynek Glowny (Büyük Alan) ve kırmızı, güçlü görünümlü ve gotik tarzdaki Kofciol Mariacki Kilisesi benim aklımda en çok kalan güzellikler oldu. Aslında, Krakow'un UNESCO tarafından da dünya kültür mirası olarak ilan edildigini göz önüne alırsak, buraya ayırabildigimiz sürenin yetersizligi ortaya çıkıyor.

Polonya'daki güzel günlerimiz, diger güzel günler gibi, çok çabuk geçti. Kamp süresince, herhangi bir kötü anımız olmadı. Sonuçta, Krakow ve Auschwitz gezimizi takip eden ilk pazartesi gecesi, trenle önce Varsova'ya, oradan da uçakla Frankfurt aktarmalı olarak Türkiye'ye, yanımızda güzel anılarla birlikte döndük. Polonya, gerek dogası, gerek kendini begenmislikten uzak sıcak insanları, gerekse tarihi dokusuyla zevkle gezilebilecek bir ülke!

Kaynaklar: 
· Polonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiligi Web Sayfası: www.polonya.org.tr 
· ISTANBUL TICARET ODASI YAYIN NO: 1998-27 "POLONYA ÜLKE PROFILI, MEVZUAT VE TÜRK GIRISIMCILARIı" ; Dr. Cengiz ERSUN, Muhsin AKGÜR 
· www.poland.pl 
· Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi ( Milliyet / Librairie Larousse) 
· Axis 2000 Büyük Ansiklopedi (Milliyet / Hachette) 


From Gazeta Poland Website